Gel ölüm! Gel, senle helâlleşelim;
Bende emânet bir cân var, bilirim.
Cân'da çekişirken kavilleşelim;
Emânetim beni sıkar bilirim,
Cân inlerken Cânan bakar, bilirim...
Yoktan vârolmuşum; sürem, ömürle,
İşim bazan erle, bazan emîrle.
Pamuk tarlasına çeper demirle..
Hallaç vurur, pamuk süner bilirim,
Cân çıkınca hasret diner bilirim...
Beşerim, şaşarım tesâdüflere,
Ol Kudret, çârelik verir küflere.
Sözde denk geliriz hep rediflere;
Söz, kelâm önünde susar bilirim,
Öfke, muhabbeti kusar! Bilirim...
Yiğitler baş koyar haklı dâvâya,
Ömürler, emekler gider hevâya,
Îmânsız ders verir ehl-i takvâya!
Hak yolda ölümler, ölür! Bilirim,
Cân gider şân olur gelir, bilirim...
Gecenin sırrını, tül gösterirse,
Ateşin izini, kül gösterirse,
Bir garip rehbere yol gösterirse,
Kervân yiter, çöller kalır bilirim,
Killi yerde göller kalır, bilirim...
Tarih denilen şey; ömür istifi,
Okuyup yazanlar yapar tasnîfi.
Hanîf* bağışlar da kibri, hânifi*,
Kibirliye hasım, Allah! Bilirim,
Âhiri berbâttır Billâh bilirim...
Gel ölüm! Seninle helâlleşelim,
Emânetin bir cân bende, bilirim;
Cânı çekişmekten melâl*leşelim...
Emânet cân, teni sıkar bilirim,
Ten kafesi, cânı sıkar bilirim...
-Sözlük-
hanîf: İslâm dînine sımsıkı bağlı kimse
hânif: 1- gururlu 2- dargın, küskün
melâl: usanç, usanma, bıkma
28 Ağustos 2013/ İzmir
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder