18 Haziran 2017 Pazar

HEY SEN!..

Kalabalık ıssızlarda, görmez duymazlar içinde,
Sen diyerek seslendiğim; hiç duymasan da sensin sen!
Benim tek merâkım sensin, sensin neden de, niçin de;
Güzellerin en güzeli, güzelliğin süsüsün sen,
Sensizlikte senliliğin, sihri büyüsü sensin sen!...

Sana dokunmam korkarım! Hisset bana dokunursam,
Sensizlik tek cezâm olsun sensizlikten yakınırsam!
Hasretini seviyorsam, sensizliğe doymuyorsam;
Tokluğum sen, açlığım sen, arzûlarım hevesim sen,
Beni sen ettin sensizken, sesim nefesim sensin sen!...

Bezm-i elest kâtibince Levh ü mahfûza yazılan,
Adem'in Havva'sı cismi adı böğrümden kazılan,
Ömrümün kervânı olup her nefesimde dizilen
Soluğuma kervânsaray nefesime ciğerim sen,
Bu yanım sen, o yanım sen; senli diyârım sensin sen!...

Sen bendesin, ben nerdeyim? Yoksa sende miyim ben de?
Zaten geç, işkence bana! Sensiz çok geç, en erken de!
Kendi kendime söylenip; "Çok seviyorum" derken de;
Muhatâbım özüm sensin, dilimdeki sözlerim sen,
Her yerde seni arayan, bakan gözlerim sensin sen!... 

19 Haziran 2017/ İzmir (Yeniden)
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: