3 Haziran 2017 Cumartesi

İTE VURMA SİNSİDİ..

"Arslan köpeklere baş olursa köpeklerin her biri karşısındakine arslan kesilir. Eğer arslanlara köpek baş olursa arslanların hepsi köpek gibi olur." 
(Kutadgu Bilig'den)

Tuhaf ve çok zalim bir zamanedeyiz!
Adetlerin ibadetleştirildiği, ibadetlerin adetleştirildiği bir sahnedeyiz sanki ve maalesef sahne de bizim değil!
Çok bilinçsizce ve hoyratça harcanan "Açılım" adlı tehlikeli süreç, sonuçlarını Vermeye başladı!
Lozan'ı yani Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusunu, meşrûiyetini tanımayan tek ülke ABD'nin Ortadoğu'daki istediği gibi oynattığı figüranI konumundayız!
Hem bizimle -güya- müttefik, hem de bizim tehlikeli bölücü örgütlerin ilk sırasına koyduğumuz ve kendisinin Ortadoğu'da taşeronluğunu yaptırdığı PKK-PYD' ye ordular donatacak kadar silah ve mühimmat veriyor!
"Açılım Süreci" nde kazandıkları dokunulmazlık rahatlığıyla şehirlere ve üniversitelere yerleşerek kök salan bölücü terör örgütü mensuplarının son günlerde artan şımarıkça ve ukalaca saldırıları da işin cabası!
Son 13 Şehidimiz için yapılan anma toplantısında asılan Türk bayrağını indirmek için yapılan kahpe saldırıyı; "Oruç tutmayanlara saldırı" diye saptırarak duyurabiliyorlar!
Geçmiş yıllarda; "PKK'lılardan Selam Alan Kahraman" başlığı ile yazdığım bir yazıda; "Bizim PKK'lılar!" diye bir tabir kullanmıştım, itiraz edenler olmuştu!
Şimdi de; "Bizim Azınlıklarımız" demek istiyorum çünkü Devletimizin kurucusu/bânisi Muhteşem Türk Atatürk; "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.." diye yaşadığımız Vatan toprağındaki Türk Milletini tarif etmiş ve ben de özümseyerek kabullenmişim.
1970'li yılların başlarıydı.
İstanbul Edirnekapı Erkek Öğrenci Yurdu'nu "Milliyetçi Toplumcular" ın yurdu etmiştik. Sağdan saysak, soldan saysak sayımız belliydi ve hepimiz birbirimizi tanır ve birbirimize ölümüne bağlı yaşardık.
Yurdun çok yakınında, Ulubatlı Hasan Burcu'nun hemen dibinde bir Ermeni Kilisesi vardır. O yıllarda kilisenin ya papazı, ya da bir çalışanının kızı ile arkadaşlığımız olmuştu. Kızla ilk defa buluşup gezecektik ve Ramazan'ın ilk gününe denk düşmüştü.
Gece yurtta arkadaşlarla sahura kalktık ve oruca niyetlendik. Ben arkadaşlara söylemedim ama ertesi gün Müslüman olmayan bir Ermeni kızla buluşacaktım. İçimden dışarıda orucumu bozarım, iftardan sonra yırda geldiğimde arkadaşlara belli etmem diye düşünmüştüm, Allah affetsin.
Ertesi gün buluşma saatinde, buluşma yerine gittim. Erkeklik icabı çay ikram ettim; "İçmem." dedi. Sigara uzattım; "Yakmam." dedi. Ne istediğini sordum; "Ben bugün hiç bir şey yiyip içmeyeceğim, boşuna ikram ve ısrar etme!" dediğinde şaşırarak sebebini sordum; "Sizin mukaddes ayınız başladı. Sen oruçken ben nasıl yer içerim?" diye sorduğunda hayatımın en büyük utancını sessizce yaşamıştım.
Gayrı Müslim ama insan olan Eleni (ben Aliş derdim), bana orucumu bozdurmamıştı...
Aliş, Müslüman olmayan bir ailenin Müslüman olmayan çocuğuydu ama Muhteşem Türk'ün tarif ettiği Türk Milletindendi.
Şimdi Türk Bayrağını indirmek için saldırıp sonra; "Oruç değiliz diye bize saldırdılar!" iftirası ile kahpeleşenlerin büyük çoğunluğu ise Müslüman ailelerin çocukları!
İnsan olamadıktan, millet mensubiyetini kabul etmedikten, Devlete vatandaşlık sadakatini gösteremedikten sonra kurban ederim böyle Müslüman çocuklarını, Bizim Gayr-ı Müslîmlere...
O kahpeleri ve yedi sülalelerini kurban ederim Rahmetli Artin Penik'e, kurban ederim Stefo Seyisoğlu'na ve ceddine, kurban ederim Aliş ve sülalesine...
Yine de bunlar bizim, êlin sıcak yalı ile kudurmuş kapı itlerimiz derim! Baytara götürelim tedavi olursa tedavi ettirelim, tedaviye cevap vermezlerse Devletin resmi güçleri eliyle itlaf edelim derim...
Bunlar bizim itlerimiz, bizi ısırıyorlarsa biz de itlerimizi ısırmayalım..
Yanlış yönetime, yanlış uygulamalara ve bütün tahriklere rağmen biz Devletiz ve Devlet vakarı ile davranmak zorundayız...
"İTE VURMA SİNSİDİ, BU İT DE O İTİN CİNSİDİ.." (Azerbaycan Ata-sözü) Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ..
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: