Düşe-kalka, kırıla-döküle bir ömür yaşadık Elhamdülillah, yaşıyoruz şükürler olsun.
Düşüp kalkarken, kırılıp dökülürken tutunmak için el attığımız yer ve kişilerden kırıp döktüklerimiz de oldu Allah affetsin, haklarını helal etsinler.
Fakîri tanıyanlar bu hakkımı teslim ederler ki, ömrümü hiç münferîden yaşamadım. Hiç ama hiç kimseyle hatta fikrî münakaşa ve kavgalarımda da hiç şahsîleşmedim..
Münakaşa ve kavgalarımın en sertlerini; sevdiklerimin gıyabında onlardan habersiz yaşadım. Allah şahidimdir ki, sevdiklerim için gıyablarında yaşadığım münakaşa ve kavgaları hiç kimseye anlatmadım ama "Yerin kulağı var!" darbı meseli gereği duyulanlar oldu, keşke olmasaydı ama oldu!
Bilinen gerçektir ki, sözü saklamak en azından inkâr ile mümkündür ama yazıyı saklamanın imkânı yoktur. Meselâ; 8.5- 9 sene yazılarımı yayımladığım gazete -nedense- yazılarımı arşivinden silmiş olmasına rağmen kadirşinas okurlarımın kesip sakladıkları ve paylaştıkları yazılarımla tarifsiz onur duyarım. Bana bu ayrıcalığı nasip eden Allahım'a sonsuz şükürler olsun.
Onlar sayesinde ben de bazen arşivime dalar ve mazimde kaybolurum!
Saklanması ve inkarı mümkün olmayan yazılarımın tanıklığı ile bilinir ki, ömrümün otuz yılını -1967 - 1997) Başbuğ Türkeş'li MHP'ye hasretmiş ve asla pişmanlık duymadan ve asla şikayet etmeden yaşamışım.
4 Nisan 1997' den sonra da yaklaşık 15 yıl, Bahçeli'li MHP propagandistliği yapmışım hem de Bahçeli'ye rağmen!
Hür irademle "Yavru Muhalefet MeHaPe"ye arka dönüp terk ettikten sonra fark etmişim ki, Bahçeli ve ekibi bizim kuşağı çok bilerek kırıp dökmüş, incitmek için ne lazımsa yapmış, işin en acı ve tuhafı bir neslin emeklerini, hibe edilmiş ömürlerini, heba edilmiş ikballerini inkâr etmiş!
Artık biliyorum ki, Bahçeli ve ekibine bu hakkı biz tanımışız!
Bahçeli yüzünden terk edenlere kızmış, Bahçeli'ye rağmen kalmakta ısrar edenlere sitemler ederek bahçeli ve ekibinin elini kuvvetlendirmişiz!
Halbuki; giden de bizmişiz, kalan da!
Kocaman ve yetişmiş bir nesil; fert fert kendimizi, benliğimizi yaşamak nefsaniliği ile Behçeli ve ekibine bizi yenmek, yok etmek şansını vermişiz! Yani yine biz, bizi yenmiş yok etmişiz, yazık etmişiz kendimize!
Kendi kendimizin dengemizi bozunca, Bahçeli ve ekibinin bize çelme takmasına bile gerek kalmamış; düşe-kalka kendimizce sürünmüşüz!
Kendini güçlü vehmeden zalimlere ve zulmüne direnmek özelliği ile bütün dünyanın ilgi ve saygısını kazanan 21. yy Ülkücülerinin -asla hak etmediği- bir dağınıklığa, pejmürdeliğe düşmüşüz!
Hâlâ bilemediğimiz nedenlerle Bahçeli ve ekibi bizi Y-MeHaPe'de veya "Yavru Muhalefet MeHaPe" de istememiş; biz de tek-tek zorladığımız için gayrı millileşmiş yapıya girememişiz!
Yaklaşık yarım asrın kazanımlarıyla Bahçeli ve ekibine yasal muhalefet yapan yetişmiş-ehîl-kalifiye Ülküdaşlarımıza hakkıyla destek olamamışız!
Mecburen yaşadığımız son Referandum sürecinde % 50'lik "HAYIR BLOKU" nun oluşmasında inkar edilemez katkısı olan Meral AKŞENER 'e Referandum süreci ve sonrasında layıkıyla ülküdaşlık yapamamışız!
Asla milli olmayan bir siyaset sonucunda, iki partili bir sisteme mecbur kalınınca, şartların zorlamasıyla bir araya gelen Akşener-Kılıçdaroğlu görüşmesinden rahatsızlık duyanları görüyor ve hayretten küçük dilimi yutacak gibi oluyorum!
Başbuğ Türkeş'e muhalih Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU ve arkadaşlarının, ANAP'la yaptıkları seçim ittifakını hatırlıyorum. O ittifakın ANAP'a en az % 3-4 kaybı olmasına rağmen Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına aktif siyaset yapma şansı tanımıştı.
O ittifakın benzerini yaşayacakmışız gibi hissederek heyecanlanıyor ve panikliyorum!
Şurası açıktır ki; Meral Akşener'in Kılıçdaroğlu'lu Y-CeHaPe'ye vereceği destek, kesinlikle köstek olur ama Y-CeHaPe'nin Akşener'e vereceği teşkilatlı desteğin karşılığı, tahminlerin de üstünde olur!
Yakın geçmişimizdeki seçimleri hatırlarsak, tanıdıkları Ülkücülerin hatırına MHP'ye oy veren klasik CHP'lileri, Bahçeli'ye kızgınlıkla CHP'ye oy veren klasik MHP'lileri de hatırlayarak düşünürsek, sonucu tahmin kolaylaşır...
Söylemeye çalıştığım şu; zeki insanlara elbette her zaman ihtiyaç var ama şimdi akıllı insanların akîlliğine muhtacız!
"Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" dahilinde bölgemizde bir orman yangınına muhatabız ve orman yangınlarının sınır tanımadığı da malum!
Ya akıllı olup kazanacağız, ya da münferit zekâlara millî istikbalimizi kurban edeceğiz! Karar da bizim, tercih de...
Emekliliğe hevesli bir aksakal olarak, iki aydır kendimi sorgulayıp yargılıyorum yine!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder