5 Temmuz 2017 Çarşamba

TÜRKÜLERDE TÜRK...

     Fikirlerine çok kıymet verdiğim Sevgili Ayten ALTAYLI; "Sadece türküler halden anlıyor, gerisi yalan..."  sunumuyla bir türkü paylaşmıştı sosyal-medyada epeyce bir zaman önce. Ruhumu titretmiş, iz yapmıştı Türk gönlümde... 
     O günden beri yapay gündemlerden kaçıp bir daha türkülere sığınmaya niyetlenmiştim ama pek becerememiştim!
     Çünkü millî mes'elelere kafa patlatmaktan kendime zaman ayıramamıştım! 
     Ama türkülerle epeyce halleşmiştim! 
     Birini tekrarlayarak türkülere dalmak istedim bir daha...
     21 Kasım 2013' te de demiştim ki:
     "Haydi Abbas! Vakit tamam!
     Bir türkü de sen tak Eski türkü şarjörüne, ben; Hücûm marşı'nı söylerken, sen de havaya koçaklamalar, bozlaklar sıkarak yürü!...
     Yürü Abbas! Vakit tamam!"
     Bugün de kaldığım yerden devamla diyorum ki:
     Türkü ile ateşlenir sevda fitilinin ucu, uzaktan kumandası, bir bakıştır bu bombanın!
     Bakışım değmeden fitil ucuna; Haydi Yiğidim! Vakit tamam! Yürü havaya coşkulu türküler sıkarak!...
     Merak etme Delikanlım!
     Yollar emîn! Türkü mırıldanan Türkler, gezici karakollar her yerde!
     Endişelenme Yiğidim! 
     Bütün gördüklerini de çağır, gelsinler peşinden!
     Vakit tamam; "Eski türkü şarjörü" nde sesler kesilmeden yürü! 
     Zurnanın deliğini tükürük tıkamadan; dağları, ovaları, Yüyrük Yörük bürümeden, yakaladıklarını yerlerde sürümeden;
     Haydi Delikanlım! 
     Vakit tamam!
     Bak ne diyor türküde Türk:
    "Ehl-i İslâm olan işitsin bilsin,
     Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana!
     İsterse Urusat ne ki var gelsin,
     Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana!"
     Haydi Yiğidim! 
     Çağır diğer duyanları da, öfke barajları patlatmadan...
     Duyuyor musun Türk'ün türküsünü;
     "Barak Baba, Sarı Saltuk orada,
      Hacı Bektaş Veli, Taptuk orada,
      Bir mübarek vatan yaptık orada,
      Ki, bir can dilerse bin verilmeli."  diyor!
      Haydi Ürkek! 
      Durma korkak! 
      Kaaaaç!
     "Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
      Toprağım, ekmeğim, nâmûsum, ârım
      Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
      Heybelerin nakışına ölürüm!"  diye ünleyen Türk, Bir de; "Öldürürüm!" diye başlarsa türküsüne, bir de;
     "Uca dağların başında tek atlı gezdiğin var mı?
      Etraftan üç-beş kelle terkinden astığın var mı?" diye coşarsa, Türk'ün coşkulu türkülüsüne yakalanırsanız, yeminle söyleyim, iflâh olmazsınız!
     Haydi Delikanlım! Vakit tamam!
     Hey! 
     Gidenler, gidiciler!
     Hey! 
     Yürütücülere çaktırmadan destek için herkes Mersin'e giderken tersine yürüyenler!
     Siz de, anca gidersiniz soldan-soldan!
     Anca gelirsiniz yandan-yandan!
     "Provoke" falan-filan diye kendinize bahaneler aramaya başlamayın boşuna!
     Türk'ün töresindendir, kaldırmadığı ava bile ok atmaz! 
     Haber vermeden düşmanının bile canını almaz!
     Amaaa türkü ile haber veriyorsa Türk, anla ki;
     Kaçak Nebi' leşmiş, Köroğlu 'laşmıştır...
     Dadaloğlu' laşmış, Kiziroğlu' laşmıştır...
     Şahin Beğ 'leşmiş, Çakıcı Mehmet 'leşmiştir..
     Demirci Efe 'leşmiştir...
    Atatürk' leşmiştir Türkçe! O zaman kaç ki kaçasın!
     Kaçarsan belki kurtulasın!
     Belki o zaman geldiğiniz gibi gidersiniz bir daha ve yaşamaya devam edersiniz korkakça!
     Siz de bütün yerli işbirlikçilere, sahte demokratlara, Yeniden Osmanlıcılara, hainlere, nankörlere de haber verin ve kaçın! Kaçın ki kaçasınız!
     Haber veriyorum: Kuvay-ı Milliyeciler olarak, Türk Milletçileri olarak; 'Yakın Seçim' e, Yarın Seçim 'e, Erken Seçim 'e kadar önce biz çalıp biz söyleyeceğiz, biz dinleyeceğiz. 
     Sonra hep bir ağızdan millet söyleyecek ve siz de dinleyeceksiniz!
     Ya dinleyeceksiniz, ya da dinleyeceksiniz, yok bu işin başka yolu!
     "SAVAŞTA TÜRK, TÜRK DE BARIŞ NE GÜZEL..."  Vesselâm...
     Selâm, sevgi, duâ...
     Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: