30 Ağustos 2017 Çarşamba

AYNAMDAKİ TÜRK'ÇE TEZÂT...

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun...
Kendi kendime işkencelerimle açmazlardayım!
Hani; sevdikleri üzülmesin diye hastayken inlemekten utanır ya insan erkekçe..
Hani; çölde susuz yanarken yutkunan yavrusuna son suyunu verir ya insan anaca.. 
Hani; yanacağını bile bile çocuğunu kurtarmak için yangına dalar ya insan babaca..
Hani; millet yaşasın, devlet ebed-müddet sürsün diye bile bile ölüme atlar ya insan Türk'çe..
Hani; silaha göğsünü gererek kahpenin gözlerine baka baka siper olur ya insan ülküdaşça..
Hani; âlim maskeli zâlimlere kafa tutmak için insan bilmeze yatar ya bazen câhilce..
Hani; yüzme bilmeden deryaya atlar ya insan sevdiğini kurtarmak için can-kurtaranca..
O hallerdeyim! 
Açmazlardayım kendime firârımda!
Cânımı cânan bildiklerimin acıtmasına göz yumdum yine!
Nasırıma yine benim zannettiklerim bastılar pervâsızca, acımasızca!
İnlersem dostlar üzülecek! İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmalıyım! Vurursam "Hoca ne yaptın?" sorusuna cevabım yok! 
Açmazlardayım!
Yine gönlüme firârdayım yalnızca ve yine kendimin sürek avımdayım hatıralarımda!
Aklı yendiğini zanneden kurnazlarla birlikteliktense firarı kabullenen akıllı dostlarımı incinmekten koruma gayretindeyim!
Zordayım! 
Açmazlardayım!
Hani; küfretmeye niyetlenir, günahkâr olmamak için yutkunur ya insan dervişçe!
Hani; yumruğunu sıkar tam vuracakken kıyamaz, duvara toslar ya insan sarhoşça!
Hani; dostlarını incitmektense belânın üstüne üstüne saldırır ya insan belâca!
Hani; bildiğini söyleyip çoğunluğu hayal kırıklığına uğratmaktansa acı gerçeği kendine saklar ya insan sırdaşça!
Hani; sahtekârlara kahraman iltifatı gösteren samîmilere kıyamaz, döner gider ya dişlerini sıkarak insan korkakça!
Hani; bazen tek bir bakışla tarar ya dört yanını insan mitralyözce!
Hani; bazen gözbebeği pisliği görüp lekelenmesin diye kapatır ya gözlerini insan ürkekçe!
Ve hani; bazen kafa tutar ya Azrail'e insan Deli Dumrulca!
O hallerdeyim! 
Kendime firârımda açmazlardayım!
Nârâ atasım var; delice, velîce, dervişçe, alpçe, erence, vahşîce!
Tekbîr getiresim var Türk'çe!
"Allahüekber!" deyip; "Ya Allah! Bismillah!" larla kilise kurdelâsı kesenleri alkışlayanların suratlarına yapıştırasım var Türk silme sillesini!
Patlatasım var delikanlı şamarını enselerine!
Trakya'da yeniden bir devlet kurasım var Teşkilât-ı Mahsûsa'ca!
Erzurum'da yeniden emrine giresim var Kuva-i Milliye'nin Kâzım Karabekir'ce!
Dağlara çıkasım var yeniden Demirci Efe'ce!
Yeniden ölesim-öldüresim var "... vatanın müdafaâsı ve islâmiyetin muhafazası için Türkçe konuşan hamiyyetli ahâlimiz ..." ce!
Aynanın karşısına geçip aynada yüzüme tüküresim var! 
Aynadaki surete kıyamam, tükürülesi yüz bende çünkü!
Susulacak zamanda konuşan, konuşulacak zamanda susanlara zamanında itirâz etmeyen benim çünkü!
Sahte kahramanların sahtekârlıklarını bile bile; "Bütüne zarâr gelmesin aman Cân!" öğüdüne uyarak susan benim çünkü!
Açmazlardayım! 
Çıkmazlardayım!
Başım kendimle belâda! 
Belâlardayım!

AYNAMDAKİ..

Havayım, toprağım, âteşim, suyum;
Güneş de bendedir, mâh da bendedir!
Balçıktan yoğrulmuş insan oğluyum
Nefer de bendedir, şâh da bendedir!...

Benim Ötüken'in yüce zirvesi,
Dağların dumanı, bulutu benim!
Bugünün susmayan haykıran sesi, 
Tarihin kükreyen sükûtu benim!...

Göğsümde dizilir baharlar, yazlar
Geceye gündüze gönlümde yer var;
Gece gökyüzünde kayan yıldızlar
Yerini gönlüme emânet eyler! 

Tûfan kopar bazen, sert eser boran, 
Tarihimde yatar bin-bir sır benim;
Çiçekler dibine tohum salmadan
Sînemde ormanlar barınır benim!...

Yaşıtım yaşlıyla akranım gençle
Dünlü yarınlıyım devr-i âlemde.
Nefret muhabbetle keder neş'eyle
Kucaklaşır uyur benim sînemde!...

Soyuma bağlıyım ben ilk sözümle
Duyar son sözümü "Türk'üm" diyenler.
Dertliler ağlarlar benim gözümle
Kahkahalarımla güler gülenler...

Türk'üm, ebedimde ezelîyim ben
Hem yerin hem gökün mağrûr sesiyim;
Her seher şafağın kemendiyim ben
Geceler de nûrun nöbetçisiyim.. 

Ölürken ölümü ben öldürürüm,
Şehâdet sadece bende doğuştur.
Mazlûmu her zaman ben güldürürüm 
Varlığım zâlime korkulu düştür...

Havayım, toprağım, alevim, suyum;
Güneş bende doğar, ay bende batar!
Topraktan yaranmış insan oğluyum
Gece bende yatar, tan bende atar!...

30 Ağustos 2017/ İzmir

İnlersem dostlar üzülecek! 
İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmam gerek! 
Vurursam; "Hoca ne yaptın?" sorusuna cevabım yok! 
Açmazlardayım!
"TÜRK'ÜM! BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR." Vesselâm.. 
Selâm, sevgi, duâ...
Tokkalı Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: