22 Ağustos 2000'de Ankara'da Hak'ka yürüyen ve Kafkasya ve Türk Dünyasını 17 yıldır Beğ'siz bırakan Ebulfez ELÇİBEY 'i rahmet ve minnetle yâd ederek...
Azerbaycanlı şair; "Söz, bir gönülden kopar, bin gönülü hizaya sokar." diye, müthiş bir tarif yapmış.
Herkeste olur mu bilmem ama beni yerli-yerinde kullanılan bir söz, bir kelime, koptuğu gönlün lezzetiyle koparır dünyadan!
Keser ayaklarımı yerden uçurur!
Hele bir de sözle söyleyen uyumluysa, aklım başıma gelinceye kadar kelimenin tam anlamıyla meczûp olurum!
2008 yılında, yine Elçibey Rahmetli'nin sene-i devriyesinde söyleyenle çok uyumlu bir söz, yıllardır aklımı başımdan alır!
O yıllarda kendisini, "Türk kadını" olarak tanımlayan bir yürek, zaten duruşuyla Türklüğünü haykıran bir Türk, bir seslenişinde; en tabii haliyle bir hitapta bulunmuştu;
"Be Beğim!..."
Aklım uçmuş, gönlüm şahlanmış, yüreğim kabarmıştı!
Hem Türk Kadını, hem anne, hem evinin sahibi ve de sözlerine Türkçe hakim bir söz ustası!
Yıllardır sayısız karalama yaptım sadece bu söz üzerine.
Olmadı!
Bir türlü gönlümü titretişini, ifâde edemedim!
O yıl ben, Elçibeğ Rahmetli'den; "Beğim" diye bahsederken o; "Be Beğim" diye mukabele etmişti..
O'nun dilinden, O'ndan habersiz bu söz öbeğini;
Kadınsam, anaysam ve sevdalıysam
Bir "Bebeğim" derim, bir de "Be Beğim!"
Zayıfsam, güçlüysem, hele yalnızsam
Bir "Bebeğim" derim, bir de "Be Beğim!"
Madalyamdır nâmus, iffet ve ârım
Doğrunun olduğu her yerde varım.
Milletime Mehmetçikler doğarım;
Bir "Bebeğim" derim, bir de "Be Beğim!"
Ben olmasam kahramanlar olur mu?
İntikam alacak yiğit kalır mı?
Bir selâm göndersem acep alır mı?
Bir "Bebeğim" desem, bir de "Be Beğim!"
Diye şiirleştirmeğe uğraşmıştım.
Elçibeğ anısına tekrarlayacağım elbette..
Bir kelime, biz söz, söyleyen ağızda, koptuğu gönülde, yoğrulduğu yürekte ancak bu kadar muhteşem mânâlandırılabilir!
"Bebeğim" ve "Be Beğim"; aynı seslerle, aynı harflerle söylenen ve yazılan bir sözcük! Koptuğu yürekte nasıl bebekleştirilip, nasıl beğleştirildiğini, şimdiye kadar -ki kendimi söz ustası sayardım- nasıl becerememiş, nasıl hissettirememişim? Hayret ki hayret!
Ve bu sözün sahibesi Türk Kadını'na, Ecehan Dilek GÜRALP 'e bir daha ve sonsuz selâm, saygı ...
Erkeklere; bebeklik ve beğlik ünvanını verebilen tek mercî olan analarımıza, bacılarımıza, eşlerimize, evdeşlerimize, tanıdığım-tanımadığım bütün Türk kadınları'na, sonsuz teşekkürler...
Bütün Türk kadınları adına; yüreğinde yoğurarak, gönlünden kopararak, dokunduğu binlerce gönülü hizaya sokabileceğine inandığım bu söz yorumcusuna da; Türklük adına, Dilimiz adına, Türkçe adına, binlerce, binlerce, milyonlarca şükrân...
Kendini Türk hisseden, kendini milletine-devletine, ecdâdına karşı sorumlu sayan bütün yüreklere; bir Türk Kadını'nın yüreğinden kopan ünvanları bir daha tekrarlamak isterim bir Türk olarak, Elçibeğ Rahmetliyi; "Be Beğim!..." ve "Bebeğim." nidalarıyla yâd edeceğim tekrar..
Ünvanımızla, adımızla neden bu kadar övündüğümüzün de bir izâhı olsun söz sahîbesinin izniyle...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR." Vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder