Türk'ün Zafer Ayındayız.
Her günü kutlu olsun, Türk'üm diyenler mutlu olsun..
Zafer Ayı Ağustos'tan bahsederken yol bir olsun, iş iki..
Uğruna canlar verilen, kanlar dökülen, ömürler ikballer feda edilen sevdamızı da anlatalım.
Çünkü sevdamızı anlat diyorlar Sevda Erleri!...
Kolay zannedilen bu iş aylardır beynimi patlattı, şakaklarımı zonklattı...
Sevdayı yaşamak kolay sevdalı için ama anlatmak ne mümkün!...
Ömrümüzü, hayallerimizi, ülkümüzü paylaştığımız Sevda Erleri'ne becerebildiğimiz kadar tercüman olarak anlatmalıyım sevdamızı...
Zor ama sevdamızı bize bahşeden Rabbimiz'e sığınarak başlayalım bakalım!..
Sevda Erleri'nin başlarından, Sultan Alparslan'ı hatırlayıp hatırlatarak başlayalım sevdamızı anlatmaya..
Vasiyeti üzerine; "Gökyüzüne kadar yükselen Alparslan'ın büyüklüğünü görmüş olanlar, gelsinler şimdi onu Merv'de bir avuç toprak altında görsünler." şeklindeki mezar taşıyla madalyalı bir Sultanla bir Sevda Süvarisiyle...
40.000 kişilik her biri bir Sevda Eri olan ordusuyla 200.000 kişilik Haçlı Ordusunu tarumar edip Bizanslı Romen Diyogen'e Malazgirt'te secde ettiren Kahraman Kumandanla...
Zaferle dönüşünü kutlamaya hazırlanan millete; " Karşılamayın!.. Yanımda yenilmiş bir hükümdar vardır, onu rahatsız etmek istemem!..." haberiyle tarihe insanlık ve edep mührü vuracak kadar güçlü bir Mühürdarla...
Mezar taşına yazılan; "Gökyüzüne kadar yükselen...." sıfatını, niye ve nasıl kazandığını, anlatmaktan zevk aldığımız bir Sevda Eri'yle...
Ve onurla diyebilirim ki;
Sağlığında dünyaya sığmayan, azameti gökyüzüne kadar yükselen; ölümünden sonra bir avuç toprağın altından -bu kere de- tarihe sığmayan bir tariftir Sevdamız!...
Diriliğinde iri, bitti zannedilen ölümünde dirilmesiyle bilinir...
Çoğaldıkça ölen, öldükçe çoğalan erlerin ülküsüdür Sevdamız!...
Bu sevda; hiç kimsenin sahiplenemeyeceği kadar özel; bu sevda, kendini Türk hisseden her yürekle paylaşılacak kadar da büyük...
Bu büyük Sevda'nın sevdalıları da büyük...
Bu SEVDA ERLERİ'nden yoldaşları, razıdır.
Şüheda razıdır bu Erlerden.
Ulema razıdır, ümera razıdır..
Bu erlerden evliya razıdır, alperenler razıdır.
Bu erlerden Peygamber(s.a.a.) "Aguşunu açıp bekleyecek kadar" razı; bu erlerden Allah razıdır inşallah...
Çünkü Dünya Türk Birliği- Turan- Kâinat Türk Devleti ve nizam-ı alemdir bu Erlerin sevdası.
Bu Erlerin vuslatıı, İ'lâ-yı Kelimetullah'tır...
"Dünyanın neresinde bir Türk varsa ora bizimdir." diyecek kadar alıcı; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." diyecek kadar cömerttir, ver ellidir bu Sevda Erleri...
"Hiç kimse kimsesiz değil herkesin var bir kimsesi
Hiç kimsesiz kaldım medet Kimsesizler Kimsesi.." diyen bir Fatih olan ve 600 yıldır Fatih kalabilen erlerdir...
Dünya malı tarifli zenginliğe, tenezzül etmeyecek kadar mütevekkil; şehadetinde cebinden 35 Kuruş çıkacak kadar zengindir bu Sevda Erleri!...
Bu Sevda Erleri'nden küsülmez ve küstürmek te mümkün değildir bu Sevda Erleri'ni!...
Başlangıcı 1071 yılında Sultan Alparslan'la yapılan ve bin yıl sonra -dünyaya inat- Başbuğ Muhteşem Türk Atatürk'le onun devamcısı Başbuğ Alparslan'la sürdürülen bu sevda; Bayrağı indirmemek, Ezan'ı dindirmemek için sürer ve sürecek.....
Böyle bir kara sevdadır bizim sevdamız.
Çekildikçe aklanır ve kara-toprakla paklanır...
Elbette her yürek tutulamaz ve elbette Sevda Eri'nden başkasının yüreği, dayanamaz bu sevdaya!...
Bu Sevda, kutludur.
Türk Milleti adına umuttur bu Sevda...
Bu Sevda Erlerinin rehberi Kur'an, hedefi Turan'dır...
En büyük ödülü Şehadet, madalyası gazilik'tir bu Sevda'nın.
Bu yüzden yürek gerektirir.
Bu Sevda özeldir. Bu Sevdanın Erleri, özeldir. Özel sevdanın özel erleri ile yaşatılan bu Sevda, özelliği kadar güzeldir...
Bu Sevdanın Erleri, esir aldığı imparatoru incitmemek için kutlama yaptırmayacak kadar nazik; Muhteşem Türk Başbuğ Atatürk'le yendiği ve kovduğu işgalci milletin bayrağını yerden kaldırtacak kadar insandır.
Bu nezaketleri, bu incelikleri ile kazandıkları Allah'ın Rızasıyla; 40.000 kişiyle 200.000 kişilik orduyu, yokluklar içinde yedi Düveli dize getirecek kadar da güçlüdür bu Sevda Erleri...
Bu sevdanın mensupları erdir erkektir, erendir, alperendir bu Sevdanın Erleri.
Ölenlerinin şehit, kalanlarının Gazi olduğu; Türk'e göre, Türk için, Türk'e özel sevdadır Sevdamız...
Bu Sevda, anlatılmaz erenler!...
Anlatılamaz!...
Bu sevda, Allah nasip etmişse yaşanır sadece...
Bu Sevdanın Erleri'ni tanıyanlar şanslıdır, tanımayanlar bahtsız...
"Haluk Kırcı" laşır bazan bu Erler, bir nesli temsilen bir devirle hesaplaşır "Kurt Duruşu" yla kapatıldığı hücrede dünyaya sığmayan cesametiyle...
Bazan Yusuf Ziya' laşır bu Erler. Arpacık' laşırlar gez-göz sorarcasına... "Baş Eğmediler" tarifini yaptırmak için yine sığmazlar sınırsızlaştırdıkları zindanlara...
Bazan Yılma Durak' laşır bütün rind-i şeydalığıyla ve fiziki görünüm ile tarif arasındaki zıtlığı ile devleşir, devleşir, devleşirler...
Uğraşlarıyla özelleşir, öğütleriyle güzelleşirler bu Erler...
Bu erler, Sevdamızın Erleri'dirler...
Sevdamız'a sevda tarifini yakıştıran sıfatlardır bu Erler...
Destanlar, bu sevda erleri için; bu sevda erleri destanlaşmak içindir...
Her devirde destandır sevdamız; her devirde destan devleridir Sevdamızın Erleri...
Zorlandım erenler...
Sevdamızı anlatmaya niyetlendim zorlandım...
Bir sevdalı er olarak Sevda Erleri'nden arlandım!...
Bu Sevda Erleri'den uzak kalmaktansa bütün dünya ikballerinden uzaklaşmayı tercih ettim...
Allah(c.c.) Sevdamızı korusun.
Sevda Erleri'nin sevdasını artırsın. Dünya durdukça Türk dursun...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ Vesselâm...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder