18 Eylül 2017 Pazartesi

YENİ ÖĞRETİM YILI HAYIRLI OLSUN

Bir öğretmen eskisiyim!
Öğretmenlik yaptığım sürece maddî-manevi dayanılmaz sıkıntılar yaşamış olmama rağmen dünyaya bin sefer gelsem, bininde de öğretmen olmak isterim.
Öğretmenken ve ayrıldıktan sonra da en az iki yıl, konfeksiyon taksitlerim sürdü. Çünkü öğretmenliğimde asla iki gün üst-üste aynı kıyafeti giyinmedim! Etkileyebileceğim öğrencilerimin kendi karakterlerini oluşturuncaya kadar belli konularda öğretmenini rol-model aldıklarını veya alabileceklerini kendimden biliyordum.
Beni öğretmenliğe sevdalandıran ve yaşadığım sıkıntıları gülümseyerek göğüslemeyi öğretmenlerimden -özellikle de bir Edebiyat Hocam'dan- öğrenmiştim çünkü...
Şimdi nasıl bilmiyorum ama bizim zamanımızda, Edebiyat derslerinde konuşma serbestisi tanıyan bir müfredatla ders işlerdik.
Öğrencilerimin dikkatini toplamak için güncel olaylardan sıklıkla faydalanırdım.
Göreve başladığım her lisede, yaklaşık bir ay sonra öğrencilerim, teneffüste yaklaşarak; "Hocam Devrimci misiniz?" diye sorarlardı; "Hayır" derdim. Bir müddet sonra başka öğrencilerim; "Hocam ülkücü müsünüz?" diye sorarlardı; "Hayır" derdim.. "Alevi misiniz? Sünni misiniz? Falan patili misiniz?" ve benzeri sorulara da cevabım hep aynı ve tel olurdu; "Hayır!"
Sene sonu dersler kesilip zaman törpülediğimiz ve öğretmenliğin en zor sürecinde bu sefer ben; "Arkadaşlar! Bana şu musunuz, bu musunuz diye sorular yönelttiniz ve ben hepsine 'Hayır' dedim. Şimdi açıklıyorum; ben o sorduklarınızın hepsiyim çünkü ben öğretmenim! En devrimciden daha devrimci, en ülkücüden daha ülkücü, en aleviden daha alevi, en sünnîden daha sünnîyim çünkü ben öğretmenim!" derdim..
Şükürler olsun ki; bende kendilerine benzer özellikler yakalayan öğrencilerimden çok başarılı, karakterli, ailesine-milletine-devletine-vatanına ve Muhteşem Türk Atatürk'ün ülkülerine sadık öğrencilerim var..
Şimdi onların varlıklarıyla iftihâr ediyor, teselli buluyorum, çünkü;

BEN ÖĞRETMENİM...

Duygu mimarıyım ben
Saygının kaynağı
Kaygının yok oluş durağı,
Seven sevmeyen gönüllerde
Benim dalgalandıran bayrağı...

Toprağı vatanlaştıran
Dünle bu günü buluşturan
Bugünü yarınlarla yarıştıran benim,
Ben, Öğretmenim...

Bende türküleşir sesler
Bende bestelenir nefesler.
Zindanlar bende kafeslere döner
Heveslere döner korkular...
Uzun uykular, tembelliktir bende
Gerçeğe yakın değilse karabasandır rüyalar...
Dünya içine sığamayacağım kadar küçüktür
Küçücük yüreklere sığan da benim,
Ben, Öğretmenim...

Sadece bende benzer tüm başaklar denize
Bendedir sadece silahtan korkmayan kalem.
Bendedir içine kötülüğün zerresi sığmayan
İçine âlemler sığan gönül bendedir...

Bedenlerde şekillenen duygular
Şehâdeti doğuş sayan olgular
Çocuk bakışıyla dünya kucaklayabilmek
İnsanlığa sevgi sunma iddiası bendedir...
Benim affederek cezalandıran
Cezalandırdığımda cezalanan da benim,
Ben, Öğretmenim...

Toprağı vatanlaştıran
Dünle bugünü buluşturan
Bugünü yarınlarla yarıştıran benim,
Ben, Öğretmenim...

Kalem tutamayan minicik eller
Anneden başka söz sevmeyen gönüller
Benimle büyür dünyalar kadar.
Benim emeğimdir bütün güzel oluşlar;
Ben sevdiririm Cumhuriyeti
Atatürk'ün ölmesine izin vermeyen,
İlkelerinden ödün vermeyen benim,
Ben, Öğretmenim...

Benimle muhabbetleşir karasevdalar
Seven sevilen hep benim tezgâhımdandır.
Buram buram Anadolu kokar nefesim
Tek hevesimdir çağdaş uygarlık.
Benimle şekillenir Türk
Atatürk benimle başlar yeniden koşmaya her gün..
Kırk dakikaya asırları
Teneffüste beş dakikaya yılları sığdırabilen benim,
Ben, Öğretmenim...

Benim toprağı vatanlaştıran
Dünle bugünü kavuşturan
Bugünü yarınlarla yarıştıran benim,

Ben, Öğretmenim...
(Mustafa ASLAN)

"Öğrencilerine öğrenme hevesi veremeyen öğretmen, soğuk demiri döven demirci gibidir." Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ..
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: