Lâin şeytan ha bire aklıma, makam masasında 17.25'te durmuş bir dijital saati getiriyor.
Yine lâin şeytan; "Ne kadar OMO varsa, ne kadar TURSİL varsa, ne kadar PERSİL varsa, bilmem ne kadar ne varsa hepsinden alıp körfeze döküp, bunları bir defa da değil kırk defa yıkayacağım." diye haykıran bir sesi hatırlatıyor!
Türkiye Cumhuriyetinin son elli yılında bir çok yerde, bir çok konumda bulunduk.
Devlet malını, bey tül mal'i namus belleyip koruduk.
Elbette bizi de aldatanlar oldu!
Keşke aldatılmasaydık ama aldatanlar öylesine içimize nüfuz etmişlerdi ki, daha sonraları Ana Muhalefet genel başkanı tarafından; "Gel Doğunun Başbuğu gel.." diye yanına davet edilecek ve TV'lerde boy boy pozlar verecekti.
Anam rahmetli, kısa boylu erkeğe hiç inanmazdı.
Kadın sesli erkeğe, erkek sesli kadına da güvenmezdi.
Ne de haklıymış.
Bu tarife uyanların neredeyse tamamı kahpe çıktı.
Namert çıktı.
Hain çıktı ama kahpelikleri, alçaklıkları, namertlikleri ispat olunana kadar da çevrelerindeki samimi savaşçıları kandırmaya devam ettiler.
Bu herc ü merc içinde bir Prof. Dr. Haydar BAŞ çıktı ortaya.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve banisi Atatürk'e sahiplendi.
Cumhuriyetin değerlerine sahiplendi.
DUMA'da resmi törenle karşılanarak, Rus Ekonomistlere Milli Ekonomi Modeli dersi verdi.
O günlerde "Gönül Adam" sıfatını yakıştırdığım Prof. Dr. Haydar BAŞ Beğ'e yakın çalışıyordum. Fikir ve düşüncelerimi aracısız direkt kendilerine arz etme şansım vardı ve bu şansımı sonuna kadar kullandıydım.
Bağımsız Türkiye Partisine katılımlar sağladım.
KÂİNAT TÜRK DEVLETİ Kavramını, şimdi muhalefet genel başkanlığı yapan dostlarımıza anlatma şansım oldu.
O günlere de, bugünlere de şükürler olsun.
Hayatım boyunca hiç torpilim olmadı.
Her şeyi Allah'ım nasip etti.
Hep kendim düşünüp, kendim karar verdim.
Sonuçlarına da kimseye töhmet ve minnet etmeden kendim katlandım.
TV'lerde Suriye'de Katil Esat'ın toplu mezarları açılıyor.
Afad, Esat'ın işkence hanelerine girmeye varsa canlı kimselere ulaşmaya çalışıyor.
Trump, Başkan Erdoğan'ın aklından ve gücünden övgüyle bahsediyor.
Gâvur methedince bir şey yok ama ben başkanımızı methedince bazı yumuşaklar, yüksek sesle itiraz ediyorlar!
Etsinler, hep biz yanılacak değiliz ya.
İmam Ali (a.s.); "Mazlumların intikamı, zalimlerin zulmünden şiddetli olur." buyurmuşlar. Bu müthiş tespiti dayanak tutarak Filistin ve Suriye'de mazlumların intikamını seyretmeye sabırsızlanıyorum.
Önceden 250 milyon doları aktarıp, giderken de yanında 135 milyon dolar kaçıran Bebek Katili Esatın sonunu görmeyi çok istiyorum.
Nasip eyle Ya Rabbi...
"Alma mazlumun âhını
Çıkar aheste aheste" demiş ya şair.
İşte o kehânetin gerçekleşmesini bekliyorum vesselâm...
Selam, sevgi, duâ..
Mustafa ASLAN