16 Nisan 2017 Pazar

TAŞ BİTTİ, İNŞAAT ...

Takvimler 17 Nisan 2017 Pazartesi'yi gösteriyor.
Türkiye'de:
Cumhurbaşkanı: Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan           : Binali Yıldırım
Hükûmet           : AKP Hükûmeti
Bürokratlar 16 Nisan'la aynı, valiler-kaymakamlar-belediye başkanları aynı..
Değişen/değiştirilen kimse ve makam yok!
Bir seçim yaşadık; 60 gün gibi koca bir devlet zamanını, milyarlarca lira paramızı harcadık ama ne kazanan belli, ne de kaybeden!
Biz bu referandumu niye yaptık Allah aşkına?
Milletçe gergindik, iyice gerildik!
Mıknatısın aynı kutupları gibi birbirimizi itmeye, ötelemeye, ötekileştirmeye başladık! Zıt kutupları, birbirini çekmeye mecbur bıraktık!
Bu neye yaradığını şahsen anlayamadığım oylamaya kadar sevilenler, sevdiklerini korurdu; bugünden itibaren seven herkesin sevdiğini, gördüğü tehlikelerden koruması gereken bir sürece girdik!
Artık herkes sevdiğini; yağmurdan, doludan, yakıcı güneşten korumak için şemsiye olmak; sert rüzgarlardan, kızgın dalgalardan korumak için siper olmak; yıldırımlardan korumak için paratoner olmak zorunda...
Çünkü:
Köylüler, biniciler ve atı tanıyan herkes, atın parlaması denilen tehlikeli hâli bilirler.

Binicisine rağmen her hangi bir şeyden korkan veya ürken at parlar, kontrolden çıkar ve yayından fırlamış ok gibi dümdüz ve delice koşar... Parlayan atı durdurmak için binicinin dizginleri çekmesi, ürkmüş atı iyice çıldırtır ve önüne çıkan ilk engele hızla çarparak kendisini ve binicisini öldürebilir!
Yani parlamış atla, freni patlamış lüks arabanın tehlikesi aynıdır. Parlamış atı binicisi, freni patlak aracı sürücüsü kontrol edemez.
17 Nisan 2017 itibarı ile acemi binicili at parladı; mücahit-müşahit-mütahit sürücülerin kullandığı lüks arabanın freni patladı!
At da yoldan çıktı, lüks araba da!
Atın süvarisini de, atı da; arabanın sürücüsünü de, arabayı da korkunç tehlikeler bekliyor!
Acilen ehil kişilerin, usta kişilerin ortaya çıkıp bayıltarak atı, gazını keserek arabayı durdurmaları gerek!
3 Kasım 2019' a kadar mevcut yönetimle yani parlamış atla veya freni patlamış lüks arabayla sonumuzu bilmeden korkarak gitmek zorundayız!
Buna can dayanmaz!
Tehlikede, tehlikeli bir süreçteyiz!
Artık sadece tehlikenin farkında olmak yetmez!
Âcilen tedbir alınması gerek!
Şunu da muhakkak hatırlatmalıyım ki; parlamış atın veya freni patlamış lüks arabanın -durdurmak için- önüne çıkmak, intiharla eş anlamlıdır! Bunu yapacak varsa veya olursa ne parlamış atı, ne de freni patlamış arabayı durduramaz, sadece öldükleriyle kalırlar!
Bir referandum yaşadık!
Resmi olmayan sonuçlara göre % 51. 36 Evet, % 48. 64 Hayır çıktı..
Yani ülke net olarak ikiye bölündü; yarısı Evetçi, yarısı Hayırcı!
Ve güya oylanan bir Anayasa idi!
Bir acayip zor yarıştan çıktık!
İki kişiden birinin Hayır dediği bir Anayasa ile bir yere toslayıncaya kadar gideceğimizi ilan ettiler!
Kaybedenin sevindiği akıl dışı bir yarış; dayak atanın ağladığı acayip bir çekişme!
Allah sonumuzu hayretsin..
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: