18 Nisan 2017 Salı

SANDIK, ÇARE DOĞURUR SANDIK!

18 Nisan Salı, saat 16.00
Ülke üzerinden silindir gibi geçen zorlama referandumun üzerinden iki gün geçti...
Şahsen propaganda süreci içinde, 17 Nisan'da sadece takvim yapraklarından başka bir şey değişmeyecek demiştim.
"Alışkın dert adam öldürmüyor!" muş, bir daha öğrendik!
Pek yanıldığımı söyleyemem ama bıçak-sırtı ve şaibeli olarak açıklanan gayrı resmi sonuçlardan sonra, bir şey değişti: Seçilmiş Cumhurbaşkanlığından Başkanlığa terfi eden Recep Tayyip Erdoğan ve yakın kurmayları sustular!
Sandık, çare doğurur sandık ama dağ, fare doğuramadı!
16 Nisan Pazar günü seçmen, tercihini üç temel konu üzerinde yoğunlaşarak yaptı; siyasi istikrar, güvenlik kaygıları ve ekonominin durumu...
Yaklaşık 70 gün; "terörist, hain, paralel, Kandil veya Pensilvanya trollerİ" ve benzer daha nice hakaretlere muhatap olunmasına, açık tehdit ve baskılara rağmen iki kişiden biri "HAYIR" dedi!
Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki AKP, son seçimlerde % 49.5' luk bir başarı sağlamıştı. Müthiş bir seçim sonucuydu ve maalesef Davutoğlu'nun başını yemişti!
Bu referandumda; AKP+ MHP+ BBP+ HÜDAPAR oylarının toplamının en az % 65 olması beklenirken sandıktan % 51 EVET çıktı!
Referandumda; Tunceli: 78. 49, Kırklareli: 70. 18, Edirne: 65. 98, Şırnak: 68. 61, Hakkari: 66. 14, Diyarbakır: 65. 55, Iğdır: 63. 41, Muğla: 63. 18, İzmir: 63. 11, Edirne: 70. 50, Kırklareli: 71. 33, Tekirdağ: 59. 81 oranında HAYIR dedi!
Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Antalya ve 30 Büyük-şehir statüsündeki ilin 17 'sinde HAYIR çıktı...
"Taş bitti, inşaat paydos" denilecek zannetmiştik ama "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş." miş!
Talandan mal kaçırılmışmış!
Zannederim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin seçilmiş ilk Başkanı, bu söylemlerinden vazgeçmiştir veya vazgeçmelidir çünkü biliyoruz ki ve kendileri de ifade ettiler ki 3 Kasım 2019' da bir daha sandıkla yüz-yüze kalacaklar!
Zorla dalgalandırılarak bulandırılmış olan siyaset suyu nasıl durulur, durulduktan sonra şartlar meydana neler çıkarır bilemem ama 2019'da Sayın Cumhurbaşkanı'na rakip çıkacak kişiye oy vereceğim!
Muhalefet partileri aday çıkaramazlarsa 100 bin imza ile millî bir aday çıkarılmasına öncülük edecek veya katkı vereceğim...
Gününden önce, ölmez sağ kalırsam ve sandığa gidecek takatim olursa Sayın Başkan 'a asla oy vermeyeceğim!
Her türlü müsabakanın rövanşı olur da, siyasetin rövanşı olmaz mı?
Ki bu rövanşta; Solun Debisi Düşük Baykal gibi, Sağın Debisi Düşük Bahçeli gibi ifade özürlüler de sahada olmayacaklar!
Forvet milli olacak; sağ açık millî ve sol açık ulusal olacak..
Yüksek dağların eteklerinde bahar yelleri eserken, zirvesinde fırtınalar kopar. 
Devletler de aynı yüksek dağlar gibidir; millet kendi arasında söylenirken, zirvede kıyametler kopar!
Rahmetli Süleyman Demirel; "Siyasette beş yıl çok kısa, 24 saat çok uzun zamandır!" derdi..
3 Kasım 2019 'a çok zaman var zannedilse de, çok çabuk gelecek ve geçen her gün Seçilmiş Başkan ve kurmaylarının zirvesinde fırtınalarla geçecektir..
Her yükselişin bir inişi mutlaka vardır ve kanaatime göre kırk yılda -her türlü yol denenerek- tırmanılan zirveden, 2 yıl gibi kısa bir sürede inilecektir ve o hızlı iniş başladı..
Hakkımızda hayırlı olsun..
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: