Hey! Türkler!
Hey! "Ne mutlu Türk'üm diyene.." diyenler!
Hey! Türk Milletçileri!
Hey! Türk Milliyetçileri!
Hey! Demokratik Solcu Türkler!
Hey! Sosyal Demokrat Türkler!
Hey! Ülkücüler!
Hey! Devrimciler!
Hakk adına, halk adına, millet adına, "Devlet-i ebed-müddet" zihniyeti adına ve Allah aşkına lütfen bana kulak verin.
Referandum bitti!
Taş bitti, inşaat paydos!
Sakın ha!
AİHM' ye gitmekten falan bahsetmeyin, bahsedenleri de kaale almayın!
Eğer "İdam" mes'elesi referanduma götürülerek milletin başına gereksiz bir meşguliyet çıkarılmazsa 3 Kasım 2019' da hem Cumhurbaşkanını, hem de etkinliği bitirilmiş Meclis üyelerini seçmek üzere sandığa gideceğiz.
Mevcut siyasi partiler, son seçimlerde aldıkları oy yüzdelerine göre veya 100.000 (yüz bin) imza ile adaylarını açıklayacaklar.
Seçimler çift sandıkta yapılacak.
Bir sandıkta Cumhurbaşkanı için, diğer sandıkta partili milletvekilleri için oy kullanacağız.
İlk tur seçimlerde Cumhurbaşkanı adaylarından % 50+1 'i alamayan ama en fazla oyu alan iki adayla ikinci tura geçilecek..
O andan itibarende; sona kalan iki aday ve partileri ile diğer partiler arasındaki milletvekili pazarlıkları başlayacak..
Yani özetle; istesek de, istemesek de iki partili bir seçime doğru, arkadan iteklenerek gidiyoruz!
Yani istesek de, istemesek de; ya AKP'nin, ya da CHP'nin Cumhurbaşkanı adayına destek vermek üzere pazarlıklar yapılacak, biz de mensubu olduğumuz partiye, bu ikisinden hangisi ile pazarlık edilip anlaşılmasını istediğimizi anlatmaya çalışacağız!
Artık biliyoruz ki; bu yeni sistemle kimseye particilik oynama şansı kalmayacak!
Tarihî ve acı bir dünyevî gerçek bir daha hayata geçecek ve kurunun oduna yaş da bir daha yanacak!
Aklı kesen herkese âcizane tavsiyem; ya mevcut STK'lardan kendine yakın bulduğu biri ile temasa geçilsin, ya da gücü ve takati yeten varsa yeni STK'lar oluşmasına katkı versin...
Çünkü ilkini 3 Kasım 2019' da yaşayacağımız seçimle göreceğiz ki artık siyaseti, partiler değil karizmatik ve IQ' su yüksek önderler ve STK' lar, hatta cemaatler belirleyecek...
Zamanında doğru zeminde, doğru saf tutmayanların -bu sistemde- siyaseten yaşama hakkı artık yok!
"Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel Başkanı, herkesten önce bu hazırlığa başlamış görünüyor!
Türkiye genelinde yaptırdıkları asla kongre falan değil; referandum ve öncesinde Genel Merkeze muhaliflikleri belli olan herkesi MHP'den temizleyecek ve herkesten önce AKP Genel Başkanlığına hazırlanan Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile pazarlıklarını tamamlayacak... Yeri gelmişken samimiyetle söylemeliyim ki -önünü kendisinin açtığı- bu yeni sistemde en akıllı davranış da bu!
Üzüm yemek ile bağcıyı dövmek arasında kalanlara da -yine- samimiyetle söylemeliyim ki, "Yavru Muhalefet MeHaPe" nin üzüm bağları kalmadığı için üzümü de yok! Bu yüzden üzümden anlayan hiç kimseye ihtiyacı da yok, minneti de!
Referandum sürecinde, paratonerce bütün AKP'li hiddetleri üzerine çekmeyi başaran ve olağanüstü bir sabır gösteren Kemal KILIÇDAROĞLU, parti tabanındaki yerini epeyce sağlamladı. Belki ufak tefek revizyonlarla yeni sistemde varlığını muhafaza edeceğinden hiç şüphem yok!
SP ve BBP de, belki gününden önce pazarlık hakkına sahipler ama diğer partilerin maalesef şimdilik konuşma hakları da yok!...
Ya tam zamanıyken akıllı bir atakla şimdiden tercih yapılır, ya da seçim sath-ı mailinde nal ve mıh toplamak için bile şansları kalmaz..
Falcı değilim, kâhin değilim haşa ama konuştuğum, görüştüğüm aklı kesenlerden edindiğim intiba, milletin aklını başına topladığı şeklinde..
Israrla ve altını kalın kırmızı çizgilerle çizerek söylemeliyim ki; yüzme bilmeyenlerden can-kurtaran olmaz...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder