14 Mayıs 2017 Pazar

SONSUZ SOYSUZLAR...

Güncelleyerek 15 Mayıs 2015 günlü bir yazımı tekrarlamak istiyorum:
Her insanın karakteriyle düz orantılı üslûbu ile sevdiklerine sitemleri olur!
Yine her insanın karakterini de gösteren hakaretleri, tenkitleri olur! Hakaretler de, tenkitler de, iltifatlar da yapanın müktesebatıyla düz orantılı nezih veya nobrancadır...
Bazen; "Soysuz!" deriz kızılanlara! 
Bazen; "Sonsuz" denilir sitem edilenlere!
"Sonsuz" da iyi bir şey değilse de -ki kaderdir- ama "Soysuz" kadar kötü de değildir!
Lâkin biliniyor ki, "soysuz sonsuz" ların hükmettiği yerde, merhâmetin, hakkaniyetin yani adaletin esâmisi okunmaz! 
Evlâdı olmayan içindir "sonsuz" sıfatı ve evlat sevgisini tatmayanın, evlât acısını anlayabilmesi düşünülemez!
Lütfen hafızamıza bir göz atalım mı; ne kadar yıl "soysuz" tabir edilen kişilerce yönetilmişiz?
Evlât sevgisi tatmamış, dolayısıyla evlât acısını anlayamayanlar dönemlerinde, ne kadar evlâdımızı, şehâdete yolcu etmişiz?
"Sonsuz" ların kadrolarında yer bulan veya onların yakınlarına yerleşen "soysuz" lar da işe karışınca kaç kere kaçın çarpımı kadar hânemize şivân düşmüş?
Uzaktan yakına; Afganistan'da, Türkistan'da, Karabağ'da, Karadağ'da, Musul'da, Kerkük'te, Telafer'de, Güneydoğu Anadolu'da 4-5 ilimiz ve ilçelerinde akıtılan Türk kanı, Müslüman kanı var! 
Müslüman kanını akıtan Haçlının 21.yy. Şövalyesi ABD...
Çeçenistan'da Müslüman kanı akıtılıyor!
Karabağ'da Müslüman-Türk katliamı yapıldı, milyonu aşkın kaçkın-göçgün var!
Balkanlar'da Müslüman-Türk soykırımı yapıldı, yüzbinlerce muhacir-kaçkın-göçgün var!
İran'da onlarca yıldır esir Türk var milyonlarca!
Kerkük'te, Telafer'de, Musul'da, Mağrip ve Maşrık'da Haçlı Birliği'ne ve işbirlikçi Haçlı Müslümanlar'a ve taşeron terör örgütlerine direnen yüz binlerce Türkmen var!
Bir şey daha var:
Uzaktan yakına; kan akıtılan, bomba patlatılan, demokratik bombalar-füzeler yağdırılan yerlerde; atılan bombalar da, savunmak için kullanılan silahlar da aynı markalı!
Kalleş-bölücü-taşeron PKK'nın kamplarında da, IŞİD adlı insanlığın yüz-karası esfel-i safilînlerin elinde de aynı markalı silahlar, aynı markalı mühimmatlar!
Öldüren Haçlı, öldürten Haçlı! 
Öldüren Müslüman; öldürülen-katledilen Müslüman!
Müslüman katledenlere dua edenler, destek verenler, işbirliği edenler, "eğiten-donatan"lar da Müslüman!
Bir anormallik yok mu?
Bir tuhaflık yok mu? 
Göz önünde ısrarla tekrarlanan bir aptallık yok mu?
Canımızı inciten gerçekleri söylediğimizde, söylemeğe çalıştığımızda Haçlı taraftarlarından, 'Haçlı Müslümanlar'dan, "Dolma Kalemler"den bizi taraftarlıkla ithâm edenler çıkıyor!
Doğrudur! 
Aslında onlar da, biz de tarafız!
Onlar Haçlı'ya taraf, biz Müslüman Türk milletine tarafız!
Onlar Okyanus Ötesi'nden dünyaya hükmeden ABD'ye, Avrupa'daki Haçlı Birliği AB'ye, biz Türk Milletine ve Kâinat Türk Devleti 'ne tarafız!
Onlar; Irak'ta bir milyondan fazla Müslümanı katleden, yüz binlerce Müslüman kadına-kıza tecavüz eden ABD askerlerine; biz, Devlet ve Milletin bekası için canlarını bedel eden Mehmetcik'e dua ederiz!
Doğrudur tarafız, taraftarız! Tarafız ve karşı taraflardanız!
Biz millet diyoruz, onlar ümmet diyorlar, bazen halk diyorlar!
Biz Türk Milleti diyoruz, onlar Türkiyeli diyor!
Biz "Bölünmez vatan-millet-devlet" diyoruz, onlar federe halklar diyorlar!
Biz bütünlüğümüzü korumak için ölüyoruz; onlar, Ortadoğu'da Türkiye'nin de arasında olduğu 22 Müslüman ülkenin yönetimi ve sınırları değiştirilecek diyen Haçlı ile birlikte Müslümanlara saldırıyorlar!
Milletin diliyle milletin anlayacağı dille olanları söylüyoruz; -ne demekse- istikrârı, ileri demokrasiyi, açılımı engellemekle suçlanıyoruz!
Karşı karşıya olduğumuz için, biz milletle-devletle yan yana olduğumuz; onlar yabancılarla, gayr-ı müslîmlerle, Haçlı ile birlikte oldukları için yan-yana gelemiyoruz, gelemeyeceğiz, gelmeyeceğiz!
Biliyoruz ki yakın bir gelecekte şartlar daha da sertleşecek!
Güç kimdeyse o saldıracak!
Türk Milletçilerine/Milliyetçilerine 1944'lerden de, 1980'lerden de daha şiddetli saldırılar yapılacak!
Biliyoruz! 
Bekliyoruz! 
Allah'a sığınarak hazırız!
Aynı zamanda yine biliyoruz ki, körüklendikçe harlanan ateşte nârlanan demirden çelik çıkar!
Biliyoruz ki; "Aşk bir dâvâdır, cefâ da şahîdi; şahîdi olmayan dâvâ düşer!"
Biliyoruz ki dâvâmız da var, şükr'olsun şahîdi cefâmız da!
Evet tarafız ve karşı taraflarız!
Biz buluşmaya, onlar vuruşmaya niyetliler! 
Buluşacağız vuruşsak da!
Zâlimin zûlmüne direnen doğrunun zâferi, kaçınılmazdır! Allah(c.c.) haklıdan, mazlûmdan yanadır. Cesâretimiz, pervâsızlığımız da bu yüzdendir...
Şimdiye kadar Türk'çe durup, Türkçe düşünüp, Türkçe konuşup, Türkçe yazdık. Aynen devam edeceğiz. 
Gerekirse Türk'çe vuruşacağız ki, bunun faydası millete, zararı gayr-ı millîleredir...
MEYDAN TÜRK'LE GÜZELLEŞİR, SAVAŞ TÜRK'LE ÖZELLEŞİR vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: