7 Şubat 2021 Pazar
MAŞERÎ HESAPLAŞMA!
İnsan bazen, maşerî vicdanla yüzleşir tek başınayken!
Tanıkları hatıraları-anıları, savcısı vicdanı, yargıcı hafızası olur!
Bu yargılamadan-sorgulamadan kimin haberi olur eğer yüzleşen içindekileri seslendirmezse?
Altmış yedi yıllık ömrümün 48-50 senesini hatırlamaya zorlayarak hafızamı, maşeri vicdanla yüzleşmeye oturdum sabah sabah!
Kimde ne zaman, ne kadar olur bilemem ama şahsen bu sorgulamayı çok sıklıkla yapar oldum.
Ömrüme sorgulamayı da ben yapıyorum; acımasızca ve bağışlamamacasına!
Sorduğum çapraz sorulara cevabı da ben veriyorum ve Vallahi hâlâ yüzüm kızarmadı!
Utanılacak, nadim olacak bir şeyler yapmamışım veya yapmışsam da hafızam onları reddederek çöplüğe atmış ki hatırlayamıyorum!
Hatırladığım ve bildiğim bir gerçeğim var ki hayatımda hiç kimsenin emriyle, hiç kimsenin camına taş atmamış, kimseye vurmamışım ama vurulması gereken yerde de emir falan beklemeden vurmuşum.
Yaptıklarımın büyük çoğunluğunun bedelini ödemişim.
Bedel ödediğim yaptıklarımda da vicdanım rahat.
Seçmen olarak bu sorumlu olduğum 48 yılda ülke halinden sorumluyum!
Seçilmek üzere sandığa giren olarak ülkenin bugünkü halinde veballiyim biliyorum ama yapabileceğim hiçbir şey yok çünkü zamanı asla ne ben, ne de hiç kimse tersine işletemiyor!
İnsanoğlu olarak iyiyi ve kötüyü içinde barındıran eşref-i mahlukat veya esfel-i, safilinler olarak tabiatın doğal dengesiyle oynayarak bozduk!
Milyonlarca-milyarlarca yıldır iklim şartlarına dayanan direnen buzulları eritmeğe başladık!
Hindistanda kopan bir buzul nehre düşerek sel oluşturdu.
Haberciler öylesine söyleyerek, duyurarak geçtiler!
Ya Hu! Bu haber geçiştirilecek bir haber mi?
Dünyanın dengesi bozuluyor!
Aşağıdan-yukarıdan yolun sonu görünüyor!
Mahşere koşuyoruz!
Kıyamete yuvarlanıyoruz!
Kıldan ince kılıçtan keskin Sırat Köprüsü’nü, ömür adıyla yaşıyoruz!
Bilmem ne, bilmem ne hesaplarıyla uğraşan allameler, kıyamet tarihi veriyorlar neredeyse ve biz hâlâ korkmamakta direniyoruz!
Doğayı bozduk!
İnsanlığı katlederek yok ettik!
Komşuluk yok!
Akrabalık bağları bitti!
Hemşerilik çağ-dışı sayılmaya başladı ve her kes tek tek, birer kişilik bir dünya yaşamayı maharet belledi!
Ancak gemisini kurtarabilenler, kaptan!
Ya Hu! Ne kadar usta kaptan olursa olsun hiç kimse gemisini kopan buzulun oluşturduğu selden koruyamaz!
Ne kadar usta kayakçı olursa olsun hiç kimse kopan çığdan kaçamaz!
Ne kadar AKUT’çu olursa olsun hiç kimsenin depreme karşı bir savunması yoktur!
Çinin icat ederek dünyanın başına musallat ettiği bir mikropla dünya ve ekonomisi alt-üst oldu!
Yeni, yepyeni bir çağa gireceğiz eğer Kıyamet kopmazsa!
Yeniden milyarlarca yıl evveline dönerek takasla alış-veriş yapacağız!
Doları, sterlini, kapiki, yuanı tedavülden kaldırıyorlar!
Sanal dünyada, sanal paralarla birbirimizi dolandırmaya başladık bile!
İnsanlığımızın hediyesi olan zekâmızı şeytani kullanıyoruz!
Zekayı rahmani kullananları çağ-dışılıkla suçlayarak cehaletimizi kamufleye çalışıyoruz!
Dorudur; cahil cesur olur ama cahil cesaretinin sonu her zaman hüsran olmuştur, yine hüsran olacak!
Yeni güne Besmele ile başlamama rağmen beşerî korkularımı, düşündüğüne inandığım gönüldaşlarımla paylaşmak istedim.
Dünya Gemisi su alıyor, batacak ve maalesef biz de Türkiye olarak Dünya gemisindeyiz.”Bunu Allah bile batıramaz!” iddiasıyla suya indirilen ve ilk seferinde batan Titanik kaptan kadrosunun yaptığı gibi –acaba- kıyametimizi bir balo ile mi karşılayacağız?
Balomuz ne kadar eksiksiz olursa o kadar acısız mı boğulacağız?
Kendimle maşerî vicdan karşısında hesaplaşayım dedim ve yine kendimi aştım maalesef!
Vicdanım, kendi içimde hapsolarak kendi kendime işkence etmeme razı gelmedi!
Ve ortaya maalesef bu serzenişlerim döküldü.
Lütfen bağışlayın!
Lütfen fakiri mazur görün!
Çünkü ben de hepinizle aynı büyük gemideyim ve bulunduğum yerde ben de dünyamızı tahriple meşgulüm!
“VE TEVEKKEL A’LALLAH-Vekil olarak Allah yeter.” (-Ahzap-3)
Selam, sevgi, duâ.
Mustafa ASLAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder