4 Eylül 2021 Cumartesi
SEÇİM SATH-I MAİLİ HATIRLATMASI
Afganistan'dan Türkiyeye olacak bir göçe karşı tavrımız ne olmalı diye günlerdir kafa patlatıyorum.
Bir imparatorluk düşünün ki 600 yıl hüküm sürsün, bu 600 yılın en az 300 yılında da üç kıtada hükmetsin ve dağıldığında içinden 45 devlet çıksın.
Bu devletlerin 27'si Asya-i Osmaniye diye adlandırılan asya devletleri, 13'ü Avrupa-i Osmaniye adıyla Avrupa devletleri, 5'i Afrika-i Osmaniye adıyla Afrika devletleri olsun. Bu beş devletin ikisi de Irak ve Suriye olsun ve biz -güya- yakın müttefikimiz emperyalist ABD'nin gönlü olsun diye en az 300 yıl tebamız olmuş olan bu devletlerle ciddi şekilde kapışalım, çatışalım!
Bu işlerde bir yanlışlık yok mu?
Bir ara ailece görüşülen; "Kardeşim Esat" diye millete takdim edilen Beşar Esad'la ABD istemiyor diye bir anda kanlı-bıçaklı olan Sayın Cumhurbaşkanımıza o zaman meydan'ımdan seslenerek bir kaç kere sormuştum; "Beşar Esad öldüğünde hangi kabristana defnedilecek? Müslüman mezarlığına mı, Hıristiyan mezarlığına mı? diye...
Müslüman mezarlığına defnedilecek olan bir din kardeşimizle Kur'an hükümlerine aykırı olarak Hıristiyanlarla yakınlaşıp düşmanlık etmenin bir mantığı, olabilir mi?
Hz. Peygamber(s.a.a.)'in; "Size iki emanet bırakıyorum; biri Allah'ın İpi Kur'an, diğeri Ehl-i Beytim." hadisi ile bize emanet edilen Ehl-i Beyt yolunda olduğunu iddia eden İranla düşmanlaşıp, Emevi Müslümanlığı yapan Esadla düşmanlığın vicdanî, imanî bir sorumluluğu olmamalı mı?
İç ve dış politiklarımızda milletle uyuşmayan, hatta millete rağmen bazı uygulamalar varken önümüze seçim sandığı gelecek.
Yıllardır söylediğimi tekraren; AKP'ye oy vermedim, vermem de diye açıkladıktan sonra yakınlarımı, dostlarımı bana bie kere Milletvekili, bir kere de İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı adaylığı verecek kadar güvenen, Rahmetli Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın emaneti Bağımsız Türkiye Partisini hatırlatmayayım mı?
Seçim barajı da, Bahçeliye rağmen %7'ye indirilmişken varımızla-yoğumuzla BTP'ye yüklenelim demeyeyim mi?
Aylardır You-Tube'dan yaptığı yayınlarla AKP'nin bütün hırsızlıklarını ve yasa-dışı uygulamalarını ifşa ve itiraf eden Sedat Peker'in açıklamalarını duymazdan mı gelelim?
Kocaman Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanının bir suç örgütü klideri karşısında düştüğü aczi, onların yaptığı gibi bizde mi hazmedelim?
Ki gençlik arkadaşlarım ve yakınlrın şahsî siyasi hayalimin, korumasız dolaşan bir İçişleri Bakanlığı olduğunu bilirler. BU hayalin sahibi bir siyaset elemanı olarak devletimin içine düşürüldüğü aczi nasıl hazmedeyim?
Sedat Peker'in ifşa ve itiraflarının %10'u bile doğru olsa mevcut AKP iktidarı mensuplarının -Bahçeli'nin deyimi ile- alayının Yüce Divan'a hesap vermeleri gerekmez mi?
Günlerdir, haftalardır, aylardır susarak içime-içime yaptığım söylentilerimi söylemeye niyetlendim.
Şu an yaptığım, sadece bu.
Bizden söylemesi.
Karar elbette kadir-şinas Yüce Türk Milletinin...
VARLIĞIM, TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN Vesselâm...
Selam, sevgi, duâ..
Mustafa ASLAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder