13 Eylül 2022 Salı

CHP'nin ANLAŞILMAZ GAFLARI


Ömür-ömür diyorsunuz

Nedir bu ömür dedilen?

Damla-damla eriyor buz

Yutuyor hamur denilen!


Her baharda sel coşuyor

Ağustosta gül üşüyor

Hayvan-nebat bir yaşıyor

Bazen duvar süsü kürk ve samur dediğin!


Azerbaycan'la biz ikiz kardeşiz

Dünya Türk Birliği sekiz kardeşiz

Düşman karşısında tekiz, kardeşiz

Can ölse de yine biz dokuz kardeşiz...


Zaman dişlisi dönünce

Öteni, dün boğunca

Kardeşlik güçlenir ikiz doğunca

Biz hem kardeşiz hem de ikiz kardeşiz...

Dünyanın en zor işinin, işsizlik olduğunu anladım sonunda.

Kalemimi kınına koyup emeklilik moduna girdim gireli; sadece okuyorum. Boş zamanlarımda da mecburen tv izliyorum.

Yazı hayatımda defalarca yazdığım bir gerçeğe tekrar vurgu yapacağım ki -mevcut CHP, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet halk Fırkası değil, 12 Eylül 1980 sonrası Baykal'ın kurduğu CeHaPe'dir.- ama mevcut CHP Yönetimi arkasına sığınmak için insafsızca ve cahilce Atatürk'ün arkasına saklanmaya çalışıyor! Kılıçdaroğlu, Sakarya'da halka hitap ederken Sakarya Meydan Muharebesinin ve Sakarya Zaferi'nin Sakarya'da cereyan ettiğini zannederek konuşmuş! Böyle bir gaflet, böyle bir dalalet olabilir mi?

Ya Hu! "Hattı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır, o satıh da bütün vatandır." diyen Atatürk bu sözünü Ankara-Polatlı'da söylemişti. Anılan savaş, Sakarya nehri etrafında cereyan ettiği için Sakarya diye adlandırılır, yoksa Sakarya şehrinden dolayı değil ve hatta Sakarya şehri de adını o kutlu zaferden dolayı alır.

Yazmak, çok güçlü ve etkili bir terapi. Bunu, kalemimi kınına koyduktan epey sonra anladım maalesef! Ağzı olanın konuşturulduğu tv ekranlarında, millete zerk edilen yanlış ve yanlı bilgi kirliliğini görünce dayanamayıp klavyemin başına oturuyorum.

Yamak yeteneğini Allah bize doğruları yazalım diye bahşetmiş, biz de bu imkânımızı yeterince kullanmaya gayret ettik. Yetti mi peki? Maalesef hayır!

Çok söyledik, az duyuldu.

Çok duyuldu, az işitildi!

Sonunda doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar uygulamasıyla kalemimiz kınına sokuldu.

Hem dünyada, hem ahirette iki kişiden hep davacı olacağım.

Birincisi Başbuğ Alparslan Türkeş'in bağımsızlık kalesi MHP'yi AKP'ye arka bahçe eden Bahçeli, diğeri kalemimi çaktırmadan kınına sokturan sessiz ama çok güçlü güç!

Yaklaşık 70 yıllık ömrümde hiç emir-eri olmadım. Hiç kimsenin emriyle hiç kimsenin camına taş atmadım ama başım da hiç belalardan kurtulmadı! Emekliliğe de kendim karar verdim ve emeklilikten de kendim bıktım, usandım.

Kalemimi, kimseye danışmadan yeniden sıyırdım!

Ağzı olanın konuşturulduğu bir ülkede ben susamazdım, susmayacağım da!

Yazmaya karar vermeden önce yaptığım ısınma sohbetlerimde, en fazla muhatap olduğum soru; "Hocam, ne yapacağız?" oldu. Cevabım tek ve net; "Var bir hayalimiz. Oyumun haysiyetini korumak için AKP ve CHP'ye oy vermeyeceğim. AKP'nin arka bahçesi MHP'ye de oy vermeyeceğim. durduğum yerde sabit kadem durarak "Var bir hayalimiz" mefkûresine sadık kalacağım.

Bende çok çarpıcı iz bıraktığı için bir anımı paylaşmak istiyorum: BTP'den İzmir Büyük Şhir belediye Başkan adayı olduğum seçimlerde, Hanımla erkenden gidip oyumuzu kullandık. Sandığın kurulduğu okul bahçesinden çıkarken bir mahalleli komşum; "Hocam, yine senin hatırına MHP'ye üç oy verdik." dedi. Ben de hemen okul bahçesi kapısının önündeki elektrik trafosunda asılı afişimi gösterdim. "Ya Hocam! insan haber vermez mi?" diye ekstra bir siteme muhatap oldum. Bu işlerin duyurusu başka nasıl yapılıyor şahsen bilmeyenlerdenim.

Altılı Ganyan'ın yedinci masa-altı ortağı, başını masanın altından çıkardı!

Apo'ya ev hapsi, Demirtaş'ın serbest bırakılması, yeniden bilmem ne, bilmem ne v.s.

Hadinin oradan be!

Siz bu memleketi sahipsiz mi bellediniz?

Bu asil milletin, asil devleti, son teröristi de gebertmeden sizden vazgeçer mi sanıyorsunuz?

Devlet vazgeçecek olsa da millet izin verir mi sanıyorsunuz?

Ya Hu! Bu neyin kafası? Ne içiriyorlar size?

Bir soğuk duş alın, belki ayıkırsınız, yoksa sonunuz geliyor, görmüyor musunuz?

Her şeye rağmen CHP kadroları arasında varlıklarını bildiğim milliyetperver CHP'lilere de önemseyerek bir istirhamda bulunacağım; Kılıçdaroğlu'nun halka hitabından önce konuşma metnini, tekrar-tekrar gözden geçirin; hem milletin, hem devletin, hem de CHP'nin bekası için bu şart...

OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN Vesselâm.

Selam, sevgi, duâ.

Mustafa ASLAN






Hiç yorum yok: