30 Temmuz 2017 Pazar

YENİ OLUŞUM MERKEZ Mİ?

Gerçeğin can acıttığı, yadsınmaz...
Can acıtan gerçekler sözle söylenir ve her doğru sözün; "Şimdi sırası mı?"  veya biraz erteleyerek söylenirse; "Şimdiye kadar neredeydin?"  tenkit sorularına muhataplığı mukadderdir!
Birileri yine; "Şimdi sırası mı Kardeşim?"  diye itiraz edecekler ama "Şimdiye kadar neredeydin?"  itirazındansa; "Sırası mı?"  itirazını tercih ediyorum...
Becerebildiğim kadarıyla kırıp-dökmeden, örseleyip ötelemeden muhataplarına açıkça, tali muhataplarına ortadan konuşacağım! 
Önce Meral AKŞENER Hanımefendi' ye sesleneceğim. Sonra aklımın ve Türk Vicdanımın yaptığı sıralamayla Önden Yürüyenler' e sesleneceğim...
Tıpta ve eczacılıkta, her zehrin pan-zehrinin de aynı zehir olduğu söylenir ve bu bilgi ile zayıf bedenler bir hastalığa karşı -önlem için- o hastalığın mikrobuyla aşılanır!
Milleti-toplumu-halkı-ahaliyi ilgilendiren mes'eleler, genellikle yanlış siyasetlerden kaynaklanır ve milleti inciten-yaralayan, öfkelendiren mes'elelerin çaresi de biliriz ki, yine siyasettedir!
Aynı deneyden farklı sonuçları sadece aptallar bekleyeceğine göre, aşılanmış bir bedene tekrar ve fazla dozda aşı vurulursa ölüme neden olabileceği bilindiğine göre elbette çok dikkatli davranmak gerek.
Her gün yüz binlerce kişinin değişik araçlarla gidip geldiği yolların adı ve güzergâhı değişmez. Yolcular değişir, yolcuların adı değişir ama yol, aynı adla aynı yoldur ve asla yanlış yoldan doğru adrese gidilemez.
Tarihe, olaylara ve tarihe mal olmuş olayların kahramanlarına güncelleyerek yani konjoktürel bakmazsak, aynı deneyden farklı sonuç bekleyenlere katılırız!
Canlar, kanlar, ikbâl ve istikballer, ömürler hasredilerek kurulmuş ve Türkiye'nin en eski partilerinden olmaya hak kazanmış MHP' nin, liyakatsiz bir yönetimle millî meselelere çare olmak ve üretmekten uzaklaştığı açıktır.
Bu arada yeri gelmişken, geçtiğimiz Cuma günü Hak'ka uğurladığımız Rahmetli Türk Beğim Gültekin ÖZTÜRKün varlığı benim, MHP yönetimi hakkındaki tenkitlerime sessiz ama çok güçlü bir engeldi! Rahatsızlığını bildiğim aynı zamanda heyecanını ve öfkesini çok iyi bildiğin Kadim bir Ülküdaşımı, Ömürdaşımı kızdırmamak, incitmemek için yıllarca yutkunarak susmuştum. 
Eğer bir haksa helâl olsun Türk Beğim'e.. Allah O'ndan çok razı olsun, sonsuz rahmet eylesin...
Yakın Avrupa ve dünya tarihine, en güçlü teşkilatlardan olarak geçen Ülkü Ocakları ve mensubu Ülkücüleri çil yavrusu gibi dağıtmayı başaran, mevcut "Yavru Muhalefet MeHaPe" nin mevcut yönetimidir maalesef.
Mateessüf günümüzün varlığını hissettirebilen mevcut siyasi partilerinin -bildiğim kadarıyla HDP hariç- tamamında Eski MHP'li sıfatıyla Ülkücülerin oluşu, bana tarifsiz duygular yaşatır!
MHP' yi terke mecbur edilenlerin, son on yılda; H. Nihal ATSIZ Rahmetli'nin; "Türkçüler, her siyasi oluşumda ve yönetimde olmalıdır." tezi ile Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş 'in; "Her ülkücü, otomatikman MHP' lidir." kararı arasındaki sessiz çekişmeyi hâlâ 1970'li yılların heyecan ve tazeliği ile yaşadıklarını bilirim.
Bana göre âcizâne: İşbirlikçi AKP' de, İşbirlikçi AKP İşbirlikçileri İP' de, Y-CeHaPe' de, "Yavru Muhalefet MeHaPe" de varlıklarını sürdürmeye çalışan ve bulundukları yerlerde "Yerli Turist" muamelesi gören siyasete hevesli Ülkücülerin -acilen- Meral AKŞENER' in açtığı sancak altına koşmaları, millî kazanım sağlar.
Sayın AKŞENER çağrısını, bütün Ülkücülerin duyduğunu biliyorum ama yüzlerce-binlerce yıllık hafıza imbiğinden süzülerek darb-ı meselleşmiş; "Ortada kuyu var, yandan geç!" Türkçe tekerlemesini, Meral AKŞENER Hanım' ın asla aklından çıkarmaması, "Merkez parti" falan gibi renksiz tarif ve söylemlerden kaçınması gerekir diye düşünmekteyim.
15 yılda, gözümüzün önünde, sağcı-solcu her duyarlı insanı incitip bağırtarak değiştirilen Sistem adlı Sistemsizliğe yıllardır direnmeyi başaran, parçalı duruşlarından dolayı her biri marjinallikle itham edilen partilerle meselâ; 
Bağımsız Türkiye Partisi ile vakit geçirmeden görüşmeli, başta Rusya olmak kaydıyla BRICS Ülkelerinin uygulayarak, Rusya'da -kısa bir sürede- 10 dolar olan asgari ücretin iki bin (2.000) dolara çıkarılış yolunu dinlemelerini öneririm.
İthal ve millî dokumuza zararlı '..izm'ler yerine, "Milli Ekonomi Modeli" ni, millî ülkü çıtasını da daha yükselterek, "Turan" yerine, "Kâinat Türk Devleti" ülküsünü ikame etmeyi düşünmelerini öneririm.
"Turan" ve "Kâinat Türk Devleti" arasındaki fark hakkında da, inşallah -suni gündemler fırsat verirse-  düşüncelerimi arz edeceğim...
Türk Milletinin sağcısını-solcusunu, Müslümanını-Hıristiyanını, Alevîsini-Sünnîsini, Lazını-Kürdünü-Boşnağını-Çerkezini; "Ne mutlu Türk'üm diyene" formülü ile buluşturup karıştırıp kaynaştırmadan Haçlı Emperyalizmine yenilmekten -maalesef- kurtulamayız diye korkarım çünkü;
TÜRK, TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: