Ağzından yellenen bir esfel; "Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan'dır." diye pis bir koku salgıladı!
Mide bulandıran bir koku!
Kafa bozan bir koku!
Yatmış aslanı öfkelendirerek uyandıran bir koku!
15 Temmuz Kahpe Kalkışmasını, göğüslerini siper ederek püskürten, Türk'çe iç-güdü ile Devletine, Milletine, Kutsallarına sahip çıkarken arada, o ân Devletin zirvesinde bulunan bugünün Seçilmiş Partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ile ailesini de kurtaran Türk Milleti, şimdi ağzından kötü kokular salgılayan bir kapı kulu tarafından tahrik ediliyor!
Yeni bir devlet kuruyorlarmış!
Bu yeni devletin kurucusu da; 15 Temmuz Kahpe Kalkışmasından canını, ailesini ve dünyalıklarını; "Biz ayrı yollardan aynı hedefe yürüyen güçleriz." tarifinden, "Paralel yapı" ya dönüştürülen kahpelerden Türk Milleti'nin koruduğu Tayyip Erdoğan'mış!
3.500 yıllık yazılı tarihi ile dünyanın ve tarihin en kadim Devleti olan Türk Devleti'nin yönetim ve yöneticilerinin değiştiğini tarih yazıyorsa, tarih de tekerrürden ibaretse Türk Devleti'nin yönetim şekli ve yönetenlerinin değilmesi olasıdır ama Türk Milletine rağmen, Türk Devleti'ni yok sayarak; "Yeni bir devlet kuruyoruz.." diye savsaklamak, "Ürüşünü bilmeyen itin, hörüşüne kurt çağırması.." dır...
Seçilmiş Partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı 'nın, asla müsamaha göstermeden kaş yapayım derken göz çıkaran bu art niyetli hamam tellağını, âcilen hizaya sokması gerekir!
Çünkü attan düşen hiç bir acemi binici, attan düştüğü için eğeri veya üzengiyi dövmez; canını yakan atı kamçılar, atı döver!.. Gerçi hiç bir Türk attan düşmez ve düştüğü atını da dövmez ya...
Hatırlatmalıyız ki; farklı hipodromlarda, farklı at sahiplerinin atlarıyla jokeylik yapmak ile süvarilik farklı şeylerdir!
Belki jokeyler başkalarının atıyla gösterilen kulvarlarda yarışarak para kazandırabilir, para kazanabilirler ama süvariler, aldıkları emir gereği kilitlendikleri hedefe varmak için sadece zafer kazanırlar..
Zafer kazanılsın diye ölüme atılırlar!
Belki can verirler ama ölümsüzleşerek kazanç hanesine zafer yazdırırlar...
Ki, Muhteşem Türk Atatürk'ün, "Tek dişi kalmış canavar" sıfatlı Batı'dan onlarca yıl evvel bütün yurttaşlarına vatandaşlık hakkı veren, bütün kadınlara seçme-seçilme hakkı tanıyan, insanları tebaalıktan hür bireyler makamına terfi ettiren Cumhuriyet Sistemi' nden de Türk Milletinin vazgeçmesi -hele şu sıralar- asla söz konusu değildir...
40 yıldan fazladır; "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.." tarifini değiştirmek için milleti 36 etnik parçaya ayırmaya çalışıp başaramayanların, Milleti öfkeli iki gruba ayırmaya da güçleri yetmemiştir, yetmeyecektir...
Her doğan ölecek.
Her fâninin naçiz vücudu toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet paydâr kalacaktır...
Bu bir Türk'çe dilektir, bu Muhteşem Türk Atatürk adlı Türk'ün Başbuğundan Türk Milletine vasiyettir..
Türk Milleti olarak biz; darbeden, zerbeden anlamayız!
Bizim işimiz, gerektiğinde "Devlet-i Ebed-Müddet" için Mukaddes Bir İhtilâldir ve bunu yıllar öncesinden, Elmas YILDIRIM ağzından dünyaya duyurmuşuz:
"Karanlıkta gözlerim dikilmiş ufuklara
Bir fırtına sesi var, bulutlar gökte dal dal
Açmış doğu bağrını sökecek şafaklara
Kop ey deli fırtına, râşeni gönlüme sal,
Ihtilâl istiyorum, Mukaddes Bir İhtilâl!.."
Gerisini herkes biliyor zaten!
Unutanlar hatırlasın, hatırlayanlar da en yakınlarındaki unutanlara hatırlatsın diyedir bu hatırlatmam...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder