Dağda, yaylada her çobanın evinde bile kitaplığın olması, sıradan bir olaydır.
Edebiyatta özellikle de şiir ve musîkîde başarılı olduklarını ve şiirin bir yaşam şekli olduğunu da gözlemlerimle bilirim.
İbretle ve istifade etmek düşüncesiyle okuyup takip ettiğim ölmüş veya yaşayan şâirlerin epeycesi hatta çoğu Azerbaycanlıdır.
O şâirlerden birinden bahsedip, alkışlayıp, becerebilirsem size de duyurmaya gayret edeceğim.
Gecenin bir vakti, Azerbaycanlı Şâire Seadet Novruzgızı'nın paylaştığı bir şiirle dünyadan koptum!
Şahlanan hissiyatım, şımarık arzu ve heveslerimi, güncel siyasi öfkelerimi kovdu bir ânda!
Yüreğim çırpındı, gönlüm kövreldi!
Seadet Novruzgızı'nın gönlümü kövrelten duygularına, irticâlen nazireye niyetlendim...
Seadet Xanım' dan zannederim yaşça büyüğüm, büyük olmasam da bu nazireyi mutlaka yazardım çünkü yazmasam, Seadet Xanımı duyduğumu belli etmesem gönlüm, yüreğimi paralardı!
Buyurun Seadet Novruzgızı'nın şiirine:
YAZIQ CANIMIN
Önünə sədd çəkib, divar hördürüb,
Pərənin pozmuşam yazıq canımın.
Bir çimir etmədən, bir an yatmadan,
Röyasın yozmuşam yazıq canımın.
Bitib tükənməyən qayğılarımla,
İçimdə boğduğum duyğularımla,
Qəlbimə saplanan ağrılarımla,
Mehmanı olmuşam yazıq canımın.
Zamanı əridib "nə" , "necə"lərdə,
İzlər itirərək dar küçələrdə,
Yuxusu ərş olan lal gecələrdə,
Laylasın çalmışam yazıq canımın.
İnləyən, sızlayan ah- avazımla,
Kədərə yüklənmiş qəmli sazımla,
Üzümə gülməyən bahar-yazımla,
Qadasın almışam yazıq canımın.
Qəbahət sanaraq dəcəlliyini,
Səadət yox edib gözəlliyini,
Gözə pərdə edib özəlliyini,
Bəlasın bulmuşam yazıq canımın.
Seadet NOVRUZGIZI
Şiiri defalarca okudum..
Yüksek sesle de okudum ve kalemim, defterime hücuma geçti!
Aynı duyguları, aynı şekilde terennüm elbette mümkün değil!
Seadet Xanım, canına uyguladığı yaptırımlarını anlatmıştı..
Bendeniz de -malumları olduğu üzre- sıklıkla kendime firar ederim. Bu sefer Seadet Xanım beni bana firara teşvik ettiler sağ olsunlar...
Ve kendime firarımda kalemimden defterime, şu mısralar döküldü:
CANIMIZ
Zamana güç yetmez suyu bent tutmaz
Ömürle elleşir nâçar canımız!
Mecnundan çöl, aşıktan yol sorulmaz
Rüyaya sığınır kaçar canımız!
Ömür bittiğinde kaygı da biter,
Hasretin her ânı bir ömre yeter,
Hasretin ağrısı vuslatla biter
Canan ile gözün açar canımız!
Zaman ilgilenmez neyle niçinle
Yiğitsen hesaba otur içinle
Tenha sokaklarda iblisle cinle
Yalnızlığa ninni söyler canımız...
Ağızda dil inler, yürek dövünür
Aşığın elinde sazı övünür,
Bahara yaz, güze şita sevinir
Her mevsimi aşar yaşar canımız..
Tokkalı bilerek özellikleri
Dosttan esirgemez güzellikleri
Törende yazısız tüzellikleri
İsyan ile bozar asi canımız...
Selâm, sevgi, duâ..
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder