24 Nisan 2017 Pazartesi

SUSU-YORUM...

"Söylesem te'sîri yok, sussam gönül razı değil.." diyen Gönül Ustasına;
"Söylenemiyor çok şey, susmadan.." diye karşılık vermiş ya yüzlece yıl sonra bir başka Ehl-i Dîl...
Anılanlar ve daha nice Ehl-i Dîl'i duyup anladığımdan ve onlardan öğrendiklerimden hareketle; çoktan da çok şeyi söyleyebilmek için...
Çığlıklarımı sağır vicdânlara duyurabilmek için susuyorum!
Şükrümü doyasıya edebilmek, hâlime hakkıyla hamd edebilmek için susuyorum..
Ve bu sükûtum ikrârdandır!
"Bükemediğin bileği öpeceksin.." bid'atını asla uygulamadım, uygulamam ama defalarca bükemediğim bileğe bir daha yenilmemek için susuyorum!
"Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi.." demişti ya zaman ötesinden Nesîmî; âlemi seyrettiğim yerden inerek âlem beni seyretsin diye susuyorum!
Yıllar yılı hançeremi yırtarcasına haykırmama rağmen sesi duyulmayan benim susmamla hiç bir şey değişmeyecek biliyorum!
Biliyorum ki;
Hem dövüp hem ağlayan psikopat mazlûm(!) ağlamaktan vazgeçmeyecek!
Evlerinde zor zaptedilen iki kişiden biri; "G.tünün gılıyıııx!" diye bağırmaktan vazgeçmeyecek!
YSK, maç ortasında değiştirdiği kuralından caymayacak!
Türk Tipi Başkanlık Sistemi' ne geçildiğinde artık patinaja düşmeyeceğiz diyen Seçilmiş Cumhurbaşkanı, Başkanlık'tan vazgeçmeyecek!
Günümüz panayır tellalları yandaş medya vasıtasıyla duyurulan Referandum sonuçlarından hemen sonra başlayan zam sağanağına son verilmeyecek!
Fransa'da seçim sandıklarından; "Uzun Adam! Buralara da bir el at!" yazan oy pusulalarının sonu gelmeyecek!
Yunan Savunma Bakanı ve askerî erkânının Eşek Adası 'ndaki kuzu çevirmeli pikniği son bulmayacak!
"Çanakkale geçilmez dediler ama şimdi Çanakkale dünyanın en uzun köprüsüyle geçilecek" vecizesinden sonra Boğazlardan geçerek Karadeniz'e açılan İngiliz savaş gemisinin arkası kesilmeyecek!
Biliyorum ben susunca hiç bir şey değişmeyecek ama hiç bir şeyin eskisi gibi olmaması da devam edecek! 
Ve...
Ve... Bütün bunlara gücüm yetmediği için, bunlara güç yetiremediğimi gördüğüm için; "Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle müdahale ediniz, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz. Bu da imanın en düşük noktasıdır." Peygamber (s.a.a.) öğüdüne uyarak susuyorum!
Artık yapabileceğim tek yola; ".. imanın en düşük noktası" olduğunu bile bile başvurarak susuyorum!
"Söz gümüşse sükût altındır." ata sözüne uyarak ve susarak kâinat zengini gönlüme tatile çıkıyorum!...
"Fertler gibi bazen, milletler de rüya görürler! ... Fertler sarhoş olduğu gibi, bazen milletler de sarhoş olur! Sarhoşlar meclisinde de neler söylenmez, ne kararlar verilmezki!..." demişti ya Ziya Gökalp..
Bir millet ferdi olarak milletin sarhoşluğundan istifâde ile ben de sarhoşum...
Sarhoşlar nâra atarmış..
Ben de sarhoşum ve inadına susuyorum!
Sessiz çığlığım sağır kulakları patlatsın diye susuyorum..
Hadi şimdi de beni duymasınlar bakayım!...
"Başımız gitti ihtilallerde,
Başımız döndü inkılâplardan.
Yine boy boy büyük günahkârlar
Dem vururlar küçük sevaplardan.
Kovamız, testimiz, kadehlerimiz
Dolar seraplardan." (Arif Nihat ASYA)
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN.." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN


Hiç yorum yok: